SON DAKİKA
hava
Deniz Sigorta Kahramanmaraş
Google News

1.5 Yaşındaki Hüseyin’in Tarihi Geçmiş İğneden Öldüğü İddiası

Son Güncelleme :

27 Ocak 2015 - 10:52

/ kez okundu.
1.5 Yaşındaki Hüseyin’in Tarihi Geçmiş İğneden Öldüğü İddiası
Deniz Sigorta Kahramanmaraş

Kahramanmaraş’ta 1.5 yaşındaki Hüseyin Durdu, soğuk algınlığı şikayetiyle götürüldüğüNecip Fazıl Şehir Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Ailesi, küçük Hüseyin’in son kullanım tarihi geçmiş iğneden öldüğünü iddia etti. Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yöneticisi Uzman DoktorŞemi Atilla ise tarihi geçmiş iğne kullanımının söz konusu olmadığını söyledi.

Merkez Dulkadiroğlu İlçesi’nin Divanlı Mahallesi’nde oturan 2 çocuk annesi 35 yaşındaki Güllü Durdu, hastalanan küçük oğlu Hüseyin’i 19 Ocak’ta Necip Fazıl Şehir Hastanesi KadınDoğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Servisi’ne götürdü. Acil serviste muayene edilen Hüseyin’e bronşit teşhisi konuldu ve hastaneye yatırıldı. Ailesinin iddiasına göre Hüseyin’in koluna takılan seruma hemşireler tarafından 3 farklı ve tarihi geçmiş ilaç enjekte edildi. İlaçların ardından komaya giren, kalbi durup yeniden çalıştırılan Hüseyin, Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sevk edildi. Burada yaşama döndürülemeyen Hüseyin Durdu’nun cenazesi, ailesi tarafından alınıp gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Anne Güllü Durdu, ilaçların oğlunun koluna enjekte edildikten 3 dakika sonra Hüseyin’in fenalaştığını öne sürerek, oğlunun ihmale kurban gittiğini savundu. Güllü Durdu, oğlunun ölümüne neden olanların peşini hukuken bırakmayacağını ifade ederek şunları söyledi:

“Soğuk algınlığı, grip olduğunu düşündüm ve 2 gün evde ilaçlarıyla tedavi ettim, ayaktaydı. Pazartesi günü oynuyordu, bacak ağrısı, kol ağrısı gibi gripten kaynaklanan ağrıları vardı. Ben de hastaneye gidelim iğne yaptıralım diye düşünüp ambulans çağırdım. Ambulans doktorunun bana dediği, ‘Hastaneye bile gitmesine gerek yok, çocuğun ciğerlerinde hafif iltihap var. Bronşit olmuş. Burada buhar verelim ondan sonra rahatlar, götürmeyelim’ dedi. Ben de ‘Buhar makinem var zaten fayda etmiyor, iğne vurdurup serum takalım’ dedim. Benim isteğim üzerine Kadın Doğum Hastanesi acile gittik, oraya kadar çocukla ambulansta oynadık, konuştuk, yine hemşireler serumu takarken hiçbir şeyi yoktu. Oradadoktor yine çocuğun bronşit olduğunu, benim isteğimle 2 gün yatırıp yatırmayacağımı sordu, yoksa gerek olmadığını söylediler. Ben de ‘Tamam yatıralım, iyi olacaksa 2 gün serum alsın’ dedim. Yukarı servise gönderdiler, serviste 2  hemşire biz zaten girer girmez insanlara insan gibi davranmıyorlardı, bağırıp, çağırıyorlardı, biri geldiğinde onu kovuyorlardı. Bana ‘Sen niye geldin’ dedi, ben de ‘Yatış var’ dedim. Bana, ‘Yine yatış var, sanki yatak mı var ki alalım?’ dedi. Ben de ‘Aşağıdan doktor gönderdi beni, ne yapabilirim?’ dedim. Beni muayene odasına aldı, bir seruma 3 tane iğne kattı, çocukta hiçbir şey yoktu, iğnenin katılmasıyla çocuğun fenalaşması 3 dakika sürdü, 3 dakikada aldılar bana ‘Hastanız eks’ dediler. 20 dakika sonra kalbinin durduğunu, sonra çalıştığını, beynin oksijensiz kaldığını, mide kanaması geçirdiğini söylediler, orada bin tane hastalık çıkarttılar. Beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. 2 gün orada kaldı, sonra Tıp Fakültesi’ne sevk ettiler, bir gecede orada yattı, sonra ölüsünü verdiler. Bizi azarlıyorlar, insan muamelesi yapmıyorlar bize ve sonuna ben çocuğumun hakkını arayacağım, sonuna kadar.”

Güllü Durdu, ilgili yerlere şikayette bulunacağını sözlerine ekledi.

Küçük Hüseyin’in teyzesi İlkay Adlamış ise hemşirelerin kendi arasında konuşurken ilaçların tarihinin geçtiğini fark ettiklerini ve tüm yaşananlara şahit olduğu iddiasında bulunarak şöyle dedi:

“İçeriye girdim, çocuğun her yerinde hortumlar falan makineye bağlanmış, ‘Ne oldu benim yavruma?’ dedim. ‘Yok bir şey panik yapma, seni aldıysak bizi pişman etme’ dedi. Sonra 2 hemşire ilgilendi bizimle, dedi ki ‘Bezini değiştireceğiz.’ ‘Ben değiştiririm’ dedim, ‘Hayır sen dokunmayacaksın. Sadece bezini alacaksın ve altına koyacaksın’ dedi. Bezi açtığımda sadece kan doluydu, ‘Bu yavruya ne olmuş?’ dedim. ‘Yok, bir şey, mide kanaması geçiriyor’ dedi. Sonra yanına oturmamı istediler, ‘Hüseyin ben geldim yavrum’ dedim, öyle deyince çocuğun yanaklarından yaşlar süzüldü. Diğer hemşire getirdi bir tane iğne, kafada bir tane hortum takılıydı onun olduğu seruma enjekte yaptı. O arada, ‘Allah’tan açmışım dolabı, bütün ilaçların tarihi geçmiş’ dedi. Bir ilaç ismi söyledi, özellikle onun bir yıl olmuş, ‘Biri gelip araştırsaydı, sorsaydı biz ne cevap verecektik’ dedi. O zamana kadar beni fark etmiyor tabi, ‘Bu çocuk ne olacak şimdi, ne diyeceğiz bu çocuğun sahibine?’ dedi. Öyle deyince karşıdaki dudağını ısırdı, beni gösterdi ve ‘Sen ne yapıyorsun ya?’ dedi.”

HASTANE YÖNETİCİSİ: SÖZ KONUSU DEĞİL

Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yöneticisi Uzman Doktor Şemi Atilla ise tarihi geçmiş iğne kullanımının söz konusu olmadığını söyledi. Şemi Atilla, şu açıklamayı yaptı:

“Hasta akut bronşit ve yüksek ateş tanısıyla bizim acil servisimize geliyor. Serum, antibiyotik, ateş düşürücü veriliyor ve çocuk uzmanı görüyor ve yatırıyor. Serviste tedavisi yapılıyor orada bir şekliyle havale geçirmeye başlıyor, muhtemelen ateşten. Sonra fenalaşıyor ve yoğun bakıma alınıyor, yaklaşık bir gün kadar yoğun bakımda kalıyor sonra üniversiteye sevk ediliyor. Ailenin iddia ettiği gibi son kullanma tarihi geçmiş bir ilaç kullanımıyla ilgili bir şey söz konusu değil. Çünkü genel prensip olarak ilaçların takibi söz konusudur, öyle bir şey yok. Hasta yakınları bize sanıyorum bu anlamda şikayette bulunmamış, olursa da onunla ilgili idari soruşturma da başlatırız. Ama o iddia edilen şey bizim açımızdan doğru değil, öyle bir şey biz tespit edemedik.”

AĞABEYİ İLE OYNADIĞI GÖRÜNTÜLERİ KALDI

Yaşamını yitiren Hüseyin’in, ağabeyi 6 yaşındaki Arda ile evde oynadığı son görüntüleri kaldı. Görüntülerde iki kardeş yere serilen yatakların üzerinde oynadıkları görülüyor. Ağabey Arda ise şimdi kardeşi Hüseyin’in oyuncaklarıyla yalnız başına oynayarak zaman geçiriyor. -Kahramanmaraş

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.